25 Aralık 2011 Pazar

ARAPÇA TÜRKÇE HATİM DUASI

 ARAPÇA HATİM DUÂSI

أَلْحَمْدُ لِلَّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿﴾ وَالْعَاقِـبَـةُ لِلْمُـتَّـق۪ينَ ﴿﴾ وَلَا
عُدْوَانَ إِلَّا عَلَي الظَّالِم۪ينَ ﴿﴾ وَالصَّلٰاةُ وَالسَّلٰامُ عَلٰى رَسُولِـنَا مُحَمَّدٍ وَأٰلِه۪ وَصَحْبِه۪ٓ أَجْمَع۪ينَ ﴿﴾ أَللَّٰـهُمَّ رَبَّـنَا يَا رَبَّـنَا تَـقَـبَّـلْ مِنَّا إِنَّكَ أَنْتَ السَّم۪aيعُ الْعَل۪يمُ ﴿﴾ وَتُبْ عَلَيْنَا يَا مَوْلٰــنَآ إِنَّكَ أَنْتَ التَّــوَّابُ الرَّح۪يمُ ﴿﴾ وَاهْدِنَا وَوَفِّقْـنَآ إِلَى الْحَقِّ وَإِلٰى طَر۪يقٍ مُسْتَـق۪يمٍ ﴿﴾ بِـبَـرَكَـةِ الْقُرْأٰنِ الْعَظ۪يمِ ﴿﴾ وَبِحُرْمَـةِ مَنْ أَرْسَلْـتَـهُ رَحْمَةً لِلْعَالَم۪ينَ ﴿﴾ وَاعْفُ عَـنَّا يَا كَر۪يمُ ﴿﴾ وَاعْفُ عَـنَّا يَا رَح۪يمُ ﴿﴾ وَاغْفِرْ لَـنَا ذُنُـوبَـنَا بِفَضْلِكَ وَجُودِكَ وَكَرَمِكَ يَآأَكْرَمَ الْاَكْرَم۪ينَ ﴿﴾ أَللَّٰـهُمَّ زَيِّـنَّا بِز۪يـنَـةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ وَأَكْرِمْنَا بِكَرَامَةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ وَشَرِّفْـنَا بِشَرَافَةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ وَأَلْبِسْنَا بِـخِلْعَةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ وَأَدْخِـلْـنَا الْجَـنَّـةَ بِشَفَاعَةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ وَعَافِـنَا مِنْ كُلِّ بَلٰٓاءِ الدُّنْـيَا وَعَذَابِ الْاٰخِرَةِ بِحُرْمَةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ وَارْحَمْ جَم۪يعَ أُمَّـةِ مُحَمَّدٍ يَا رَح۪يمُ يَا رَحْمٰنُ ﴿﴾ أَللَّٰـهُمَّ اجْعَلِ الْقُرْأٰنَ لَـنَا فِي الدُّنْـيَا قَر۪ينًا ﴿﴾ وَفِي الْقَـبْـرِ مُونِسًا ﴿﴾ وَفِي الْقِيَامَـةِ شَف۪يعًا ﴿﴾  وَعَلَى الصِّرَاطِ نُـورًا ﴿﴾ وَفِي الْجَـنَّـةِ رَف۪يقًا ﴿﴾ وَمِنَ النَّارِ سِتْـرًا وَحِجَابًا ﴿﴾  وَإِلىَ الْخَـيْـرَاتِ كُـلِّـهَا دَل۪يلًا وَإِمَامًا ﴿﴾ بِفَضْلِكَ وَجُودِكَ وَكَرَمِكَ يَآ أَكْرَمَ الْاَكْرَم۪ينَ وَيَآ أَرْحَمَ الرَّاحِم۪ينَ. أَللَّٰـهُمَّ اهْدِنَا بِـهِدَايَـةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ وَنَـجِّـنَا مِنَ النّ۪ـيرَانِ بِكَرَامَةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ وَارْفَعْ دَرَجَاتِـنَا بِفَض۪يلَـةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ وَكَفِّرْ عَـنَّا سَيِّأٰتِـنَا بِـتِـلٰاوَةِ الْقُرْأٰنِ ﴿﴾ يَا ذَا الْفَضْلِ وَالْاِحْسَانِ ﴿﴾ أَللَّٰـهُمَّ طَهِّرْ قُـلوُبَـنَا ﴿﴾ وَاسْتُرْ عُيوُبَـنَا ﴿﴾ وَاشْفِ مَرْضَانَا ﴿﴾ وَاقْضِ دُيُـونَـنَا ﴿﴾ وَارْفَعْ دَرَجَاتِـنَا ﴿﴾ وَارْحَمْ أٰبَآءَنَا ﴿﴾ وَاغْفِرْ أُمَّـهَاتِـنَا ﴿﴾ وَأَصْلِحْ د۪يـنَـنَا وَدُنْـيَانَا ﴿﴾ وَشَتِّتْ شَمْلَ أَعْدَآئِـنَا ﴿﴾ وَاحْفَظْ أَهْلَـنَا وَأَمْوَالَـنَا وَبِلَادَنَا مِنْ جِم۪يعِ الْاٰفَاتِ وَالْاَمْرَاضِ وَالْـبَـلٰايَا ﴿﴾ وَثَـبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانْصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِر۪ينَ ﴿﴾ بِحُرْمَةِ الْقُرْأٰنِ الْعِظ۪يمِ ﴿﴾
أَللَّٰـهُمَّ بَـلِّـغْ -أَوْصِلْ- ثَــوَابَ مَا قَرَأْ نَاهُ ، وَنُـورَ مَا تَـلَوْنَاهُ ، إِلٰى رُوحِ سَيِّـدِنَا وَنَـبِـيِّـنَا مُحَمَّدٍ صَلَّى اللّٰهُ تَـعَالٰى عَلَـيْـهِ وَسَلَّمَ ﴿﴾ وَإِلٰٓى أَرْوَاحِ جَم۪يعِ الْاَنْبِـيَـآءِ وَالْمُرْسَل۪ينَ ، صَلَوَاتُ اللّٰهِ وَسَلٰامُهُ عَلَـيْهِمْ أَجْمَع۪ينَ ﴿﴾
وَإِلٰٓى أَرْوَاحِأٰلِه۪، وَأَوْلٰادِه۪ ، وَأَزْوَاجِه۪، وَأَصْحَابِـه۪، أَتْـبَاعِه۪، وَجَم۪يعِ ذُرِّيَّاتِـه۪ ﴿﴾ رِضْوَانُ اللّٰهِ تَعَالٰى عَلَـيْـهِمْ أَجْمَع۪ينَ ﴿﴾ وَإِلٰٓى أَرْوَاحِ أٰ بَآئِـنَا، وَأُمَّـهَاتِـنَا، وَإِخْوَانِـنَا وَأَخَوَاتِـنَا، وَأَوْلَادِنَا، وَأَقْرِبَآئِـنَا،   وَأَحِبَّآئِـنَا،  وَأَصْدِقَآئِـنَا، وَأَسَات۪يذِنَا، وَمَشَايِـخِـنَا، وَلِمَنْ كَانَ لَهُ حَقٌّ عَلَـيْـنَا ﴿﴾  وَإِلٰي أَرْوَاحِ جَم۪يعِ الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ،  وَالْمُسْلِم۪ينَ وَالْمُسْلِمَاتِ،  أَلْاَحْـيَآءِ مِـنْـهُمْ وَالْاَمْوَاتِ ﴿﴾ يَا قَاضِيَ الْحَاجَاتِ وَيَا مُج۪يبَ الدَّعَـوَاتِ ﴿﴾ أَللَّٰـهُمَّ ﴿ رَبَّـنَآ أٰتِـنَا فِي الدُّنْـيَا حَسَنَةً وَفِي الْاٰخِرَةِ حَسَنَةً وَقِنَا عَذَابَ النَّارِ ﴿﴾ رَبَّـنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِـوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ.إِسْتَـجِبْ دُعَآ ئَــنَا بِرَحْمَتِكَ يَآ أَرْحَمَ الرَّاحِم۪ينَ. وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَل۪ينَ ﴿﴾ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ ﴿﴾اَلْفَاتِـحَة.
 TÜRKÇE HATİM DUÂSI

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allâh’a, (iyi) sonuç müttekîlere mahsûstur. Zâlimlerden başkasına husûmet yoktur, Salât-ü selâm, Peygamberimiz Muhammed (aleyhi’s-salât-ü ve’s-selâm)’in, âlinin ve ashâbının üzerine olsun.

Ey Rabbimiz! (Okunan şu hatmi) bizden kabûl buyur. Şüphesiz hakkıyla İşiten, lâyıkıyla bilen sensin.

Ey Mevlâmız! Tevbemizi kabûl eyle, Çünkü tevbeleri en çok kabûl eden ve hakkıyla esirgeyen sensin, yâ Rabbî! Bize hidâyet eyle, hakka ve doğru yola ulaşmaya muvaffâk eyle. Kur’ân-ı Kerîm’in bereketi ve Peygamber (-i âhır zaman) hürmetine (duâmızı kabûl eyle)!

Ey Kerîm ve Rahîm olan (Rabbimiz)! Günâhlarımızı fazlın ve kereminle bağışlayan Allâhımız! Bizi Kur’ân-ın zîneti ile süsle. Kur’ân’ın kerâmetini ikrâm eyle. Kur’ân’ın şerefiyle yücelt, bize Kur’ân-ın hil’atini giydir. Bizi Kur’ân’ın şefâati ile cennetle şereflendir. Dünyânın her belâsından ve âhıret azâblarından Kur’ân-ı Kerîm hürmetine bize âfiyet ihsân eyle.

Ey esirgeyen ve merhamet eden (Rabbimiz)! Muhammed ümmetinin hepsini rahmetine eriştir.

Ey Allâh’ım! Kur’ân’ı bize dünyâda arkadaş, kabirde yoldaş, kıyâmet günündeşefâatçi ve sırat üzerinde bir nûr kıl. Cennete ulaşıncaya kadar refîkimiz; ateşten perde, hayırların tamâmına delîl ve önder kıl.

Ey Kerîm olan (Hâlikımız)! Fazlınla (duâmızı kabûl buyur). Ey Allâh’ım! Bizi Kur’ân-ın önderliği ile hidâyete ulaştır, ateşlerden koru, Kur’ân-ın fazîleti ile, derecelerimizi yücelt, Kur’ân-ın okunması sebebiyle, kusurlarımızı örtüver.

Ey fazl-u ihsân sâhibi bulunan (Allâhım)! Duâmızı kabûl buyur! Yâ Allâh! Kalblerimizi pâk eyle, ayıplarımızı setreyle, hastalarımıza şifâ ver, borçlarımıza ödeme (kolaylığı) ihsân eyle. Yüzlerimizi ak eyle, derecelerimizi yücelt, atalarımıza rahmet, analarımıza mağfiret eyle. Dînimizi ve dünyâmızı ıslâh eyle.

Düşmanlarımızın toparlanmasına perişanlık ver. Ehlimizi, mallarımızı,şehirlerimizi âfetlerden, hastalıklardan ve belâlardan koru. Ayaklarımızı (doğru yolda) sâbit kıl ve inkârcı topluluklara karşı bize yardım eyle. Kur’ân’ı ‘Azîm’in hurmetine dileklerimizi kabûl eyle).

Yâ İlâhî! Okuduğumuz hatmin sevâbını ve nûrunu evvelâ, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafâ (sallellâh-ü aleyh-i ve sellem)’nın rûhuna, bütün enbiyânın rûhlarına eriştiriver. Allâh’ın rahmeti, selâmı ve rızâsı onların tamâmı üzerine ve bu zâtların hânedânı, çocukları, hanımları, ashâbı ve onlara tâbî olanların rûhları ile onların zürriyetlerinin hepsi üzerine olsun.

Bir de babalarımızın, analarımızın, erkek ve kız kardeşlerimizin, evlâdımızın, akrabâmızın, sevdiklerimizin, sâdık dostlarımızın, hocalarımızın ve üstâdlarımızın hocalarının, meşâyihlerimizin, üzerimizde hakları bulunan kimselerin, erkek ve kadın mü’minlerden hayatta olan ve vefât etmiş bulunan kimselerin rûhlarına rahmet ve selâmet ihsân eyle!


Yâ Rabbî! Bizler dâhî merhumların halleriyle hâllendiğimiz vakitte, bizlere selâmet-i îmân nasîbi müyesser eyle. Nefeslerimiz tükenip vâdelerimiz geldiği zaman, ol kelime-i münciye-i mübâreke ki buyurun, “Eşhedü El-Lâ İlâhe İllellâh Ve Eşhedü Enne Muhammeden Abdühû Ve Rasûlüh” diyerek çene kapamak nasîb eyle.

İki cihânımızı da mâmûr eyle. Her türlü musibetten bizleri muhâfaza eyle.

Yâ Rabbî! Günâhlarımızı affeyle. Kusurlarımızı mağfiret eyle. Hatâlarımızı mahfeyle. Ayıplarımızı setreyle.

Aşkını muhabbetini feyzini, bereketini, rahmetini hikmetini, sevgini ve korkunu gönlümüze kalbimize sen yağdır yâ Rabbî!

Yâ Rabbî! Bizler sana nasıl duâ edeceğimiz bilemiyoruz, Yâ Rabbî! Bizler seni aslâ meth-ü senâ edemiyoruz. Sen kendini nasıl övdüysen öylesin. Hazret-i Peygamberimiz sallellâh-ü aleyh-i ve sellem sana nasıl duâ ettiyse öyle duâ ediyoruz, kabûl eyle yâ Rabbî!

Tembellikten, âcizlikten, korkaklıktan, ihtiyarlığın düşkünlüğünden, fakirlikten, cimrilikte, borçlu düşmekten, gururdan, kibirden, riyadan, nemîmeden (laf taşımaktan), hasetten, iftiradan, iftiraya düşmekten, kötü ahlâktan, ağlamayan-ürpermeyen kalpten, gözden, gönülden, büyük küçük bütün günahlardan, gizli âşikâr bilip bilemediğimiz bütün şirklerden, gecenin karanlığından, fayda vermeyen ilimden ve aklımıza gelmeyen bütün çirkin işlerden sana sığınıyoruz. Nefsimizi ve neslimizi sen muhâfaza buyur yâ Rabbî!

Yâ Rabbî! Dünyanın her bir köşesinde özellikle, İslâm ülkeleründe ve Türkiyemizde acı ve açlık çeken müslümanlara sen imdâd eyle. Devletimizi vatanımızı sen koru.

Beşeriyyeti îmân nuru ile münevver eyle yâ Rabbî!
Ey hâcetleri edâ, duâları kabûl eden ve esirgeyenlerin en merhametlisi bulunan (Rabbimiz)! Bizim dileklerimizi de kabûl buyur. SELÂM, peygamberler üzerine;HAMD, âlemlerin Rabbi olan Allâh-ü Teâlâ üzerine olsun!.. “EL-FÂTİHAH



HUTBE DUALARI

Birinci Basamakta:
اَللَّهُمَّ افْتَحْ عَلَيْنَا اَبْوَابَ رَحْمَتِكَ وَيَسِّرْ عَلَيْنَا خَزَائِنَ فَضْلِكَ وَكَرَمِكَ يَا اَكْرَمَ اْلاَكْرَمِينَ وَيَا اَرْحَمَ 
الرَّاحِمِينَ*
ANLAMI: “Ey Cömertlerin en Cömerti ve Ey merhametlilerin en merhametlisi  Allahım, bize rahmet kapılarını aç, iyilik ve kereminin hazinlerine ulaşmamızı bize kolaylaştır.”
Üçüncü basamakta:
رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي يَفْقَهُوا قَوْلِي* رَبِّ قَدْ آتَيْتَنِي مِنَ الْمُلْكِ وَعَلَّمْتَنِي مِنْ تَأْوِيلِ اْلاَحَادِيثِ* رَبِّ زِدْنِي عِلْمًا وَفَهْمًا وَاَلْحِقْنِي بِالصَّالِحِينَ*
ANLAMI: Rabim gögsümü genişlet, işimi kolaylaştır, dilimdeki tutukluğu çöz ki sözümü anlasınlar. Rabbim; Gerçekten bana mülk verdin ve bana sözlerin yorumunu öğrettin. Rabbim ilmimi ve anlayışımı artır, beni Salihlerden eyle”. 
Beşinci veya Yedinci basamakta:
اَللَّهُمَّ هَذَا الشَّانُ لَيْسَ بِشَانِي وَهَذَا الْمَكَانُ لَيْسَ بِمَكَانِي* اَللَّهُمَّ يَسِّرْ لِي اَمْرِي وَتَقَبَّلْهُ مِنِّي* وَسَلاَمٌ عَلَى جَمِيعِ اْلاَنْبِيَاءِ وَالْمُرْسَلِينَ* وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ*

ANLAMI: Allahım! bu şerefi ben elde etmedim sen verdin. Bu makamı ben kazanmadım sen verdin. Allahım işimi kolaylaştır ve yaptığım işi kabul eyle. Tüm rasüllere ve nebilere selam olsun. Hamd Âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.”  
Birinci Hutbede okunan dua:
اَلْحَمْدُ للهِ نَحْمَدُهُ وَنَسْتَعِينُهُ وَنَسْتَغْفِرُهُ وَنَعُوذُ بِاللهِ مِنْ شُرُورِ اَنْفُسِنَا وَمِنْ سَيِّئَاتِ اَعْمَالِنَا* مَنْ يَهْدِ اللهُ فَلاَ مُضِلَّ لَهُ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلاَ هَادِىَ لَهُ* نَشْهَدُ اَنْ لاَ اِلهَ اِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ وَنَشْهَدُ اَنَّ سَيِّدَنَا مُحَمَّدًا عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ* اَللَّهُمَّ صَلِّ وَسَلِّمْ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَاَصْحَابِهِ اَجْمَعِينَ* اَمَّا بَعْدُ فَيَا عِبَادَ اللهِ! اِتَّقُوا اللهَ وَاَطِيعُوهُ* اِنَّ اللهَ مَعَ الَّذِينَ اتَّقَوْا وَالَّذِينَ هُمْ مُحْسِنُونَ* قَالَ اللهُ تَعَالَى فِى كِتَابِهِ الْكَرِيمِ*
اَعُوذُ بِاللهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ* بِسْــــمِ اللهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ* …………………
وَقَالَ النَّبِىُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: ……………………………………


I. HUTBENİN ANLAMI: “Hamd Allah’a mahsustur. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e, Ehline ve ashabına salât ve selam olsun. Allah’tan başka hiçbir ilah olmadığına onun ortağı olmadığına şahitlik ederiz. Ve yine şahadet ederiz ki Efendimiz Hz. Muhammed Allah’ın kulu ve Rasulüdür. Ey Allah’ın Kulları, Allah’a karşı gelmekten sakının ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah takva sahipleri ile beraberdir. Allahü Teala Kuranı keriminde şöyle buyuruyor: Kovulmuş şeytandan Allah’a sığınırım. Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.”
Birinci hutbenin bitiminde şu dua okunur:
اَلاَ اِنَّ اَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَاَبْلَغَ النِّظَامِ كَلاَمُ اللهِ الْمَلِكِ الْعَزِيزِ الْعَلاَّمِ* كَمَا قَالَ اللهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِى الْكَلاَمِ* وَاِذَا قُرِأَ الْقُرْآنُ فَاسْتَمِعُوا لَهُ وَاَنْصِتُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَ* اِنَّ الدِّينَ عِنْدَ اللهِ اْلاِسْلاَمِ*

Birinci hutbe ile ikinci hutbe arasında oturduğunda şu dua okunur:
بَارَكَ اللهُ لَنَا وَلَكُمْ وَلِسَائِرِ الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اَلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ اِنَّهُ سَمِيعٌ قَرِيبٌ مُجِيبُ الدَّعَوَاتِ*

ANLAMI: Allah’ım bize, ölü ve diri, erkek ve kadın bütün Mü’min ve Müslümanlara, bereketini artır. Şüphesiz sen, duaları işitir kabul edersin.” 
İkinci hutbede şu dua okunur:
اَلْحَمْدُ للهِ حَمْدَ الْكَامِلِينَ وَالصَّلاَةُ وَالسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ اْلأَمِينِ وَعَلَى آلِهِ وَاَصْحَابِهِ اَجْمَعِينَ* تَعْظِيمًا لِنَبِيِّهِ وَتَكْرِيمًا لِصَفِيِّهِ فَقَالَ عَزَّ وَجَلَّ مِنْ قَائِلٍ مُخْبِرًا وَآمِرًا* اِنَّ اللهَ وَمَلَئِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا اَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا*


II. HUTBENİN ANLAMI: “Kamil anlamda Allah’a hamd ederim. Peygamberimiz Hz. Muhammed’e, âl ve ashabına salat ve selam olsun. Yüce Allah: Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamber’e salat ve selam ediyorlar. Ey iman edenler. Siz de ona salat edin, selam edin buyurmuştur.”
Sesi biraz kısarak şöyle dua edilir:
اَللَّهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ اِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ* اَللَّهُمَّ بَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِ مُحَمَّدٍ كَمَا بَارَكْتَ عَلَى اِبْرَاهِيمَ وَعَلَى آلِ اِبْرَاهِيمَ اِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ*
اَللَّهُمَّ وَارْضَ عَنِ اْلاَرْبَعَةِ الْخُلَفَاءِ* سَيِّدِنَا اَبِى بَكْرٍ وَعُمَرَ وَعُثْمَانَ وَعَلِىٍّ ذَوِى الصِّدْقِ وَالْوَفَاءِ وَبَقِيَّةِ الْعَشَرَةِ الْمُبَشَّرَةِ وَآلِ بَيْتِ الْمُصْطَفَى وَعَنِ اْلاَنْصَارِ وَالْمُهَاجِرِينَ وَالتَّابِعِينَ اِلَى يَوْمِ الْجَزَاءِ* اَللَّهُمَّ اغْفِرْ لِلْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُسْلِمِينَ وَالْمُسْلِمَاتِ اْلاَحْيَاءِ مِنْهُمْ وَاْلاَمْوَاتِ بِرَحْمَتِكَ يَا اَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ* وَسَلاَمٌ عَلَى الْمُرْسَلِينَ وَالْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ*

NLAMI: “Allah’ım Muhammed’e ve Muhammed’in ev halkına rahmet eyle; şerefini yücelt. İbrahim’e ve İbrahim’in ailesine rahmet ettiğin gibi. Şüphesiz Övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.
Allah’ım Muhammed’e ve Muhammed’in ev halkına hayır ve bereket ver. İbrahim’e ve İbrahim’in ailesine verdiğin gibi. Şüphesiz Övülmeye layık yalnız sensin, şan ve şeref sahibi de sensin.”

Dua bitince gizlice Eûzu-Besmele çekilir ve:
اِنَّ اللهَ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ وَاْلإِحْسَانِ وَاِيتَاءِ ذِى الْقُرْبَى وَيَنْهَى عَنِ الْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ وَالْبَغْيِ يَعِظُكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ*
Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar.  O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.

Bayram hutbelerinde ise şöyle söylenir:
وَقُلِ الْحَمْدُ للهِ الَّذِى لَمْ يَتَّخِذْ وَلَدًا وَلَمْ يَكُنْ لَهُ شَرِيكٌ فِى الْمُلْكِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ وَلِىٌّ مِنَ الذُّلِّ وَكَبِّرْهُ تَكْبِيرًا*